Merhaba...
Ben geldim, gene bloğumu istemeden de olsa ihmal ettim. Aksilikler önce bloğum a giremememle başladı. Uzun süre bloğuma giremedim. Daha sonra ise pc min bozulması ile aksilikler devam etti. Pc mi uzun bir zaman yaptırmadım çünkü o ara memleketime gittim ve pc mi yanıma almadım. Memleketimde uzun bir süre kaldım. Orada sevdiklerimle zaman geçirdim, memleketimin, evimin havasını içime çektim, hasret giderdim. Memleketimde dolaştım, arkadaş dost ziyaretinde bulundum.
Çoğu dost ve arkadaşımın blog açtığımdan haberi yoktu. Ki haberleri olsa da bloğumda yazdığım tariflerin az olması sebebi ile onlara ben haber vermedim. Fakat bu gidişimde onlara bloğumdan söz ettim. Hepsi bloğumun adresini aldılar, arada bakar tariflerini bloğundan okur, bizlerde yaparız dediler. Dediler demesine de sağolsunlar bana da bir çok tarif verdiler. Onları ziyaret ettiğimde bana ikram ettikleri lezzetleri mideme indirmeden önce resimlerini çektim. Sizlere o resimleri ve tarifleri yazacağım.
Memleket havası bana yaramadı sanırım. Memleketten İstanbul'a döndükten sonra çok kötü hastalandım. Havaların malum değişkenliği beni yataklara düşürdü. Hastalıktan başımı yastıktan kaldıramadım. Ama bu arada hasta hasta çalışmaya devam ettim. Ben buna nasıl dayandım şu an düşünüyorum da şaşırıyorum. Yüce Rabbim demek dert verdi mi dermanını da veriyormuş, bunu bir kez daha yaşadım ve gördüm. Allah kimseyi hasta etmesin.
Bu arada çalıştığım için cumartesi pazarları tatil günüm idi ama şu an kursa gittiğim için tatillerim de evde olamıyorum. İnanın kursun çok erken saatte başlaması yüzünden erken saatte o sıcacık yataktan kalkmak o kadar zor geliyor ki size anlatamam. Kursumun bitmesine 1 ay kaldı ama ben yataktan zor kalkıyorum. İnanın kalkmam için beni yataktan kazımanız gerek. Hatta kurstaki arkadaşlara bile bunları anlatıyorum. Bir daha başka kursa gidersem öğleden sonra başlayan kursları tercih edeceğim dedim. Kurstaki arkadaşlardan Ayfer önce bu fikrime katılmadı ve bana hep ''sabah kurslarına gitmek daha iyi, çünkü öğleden sonra kurs olmuyor ve öğleden sonraların sana kalıyor. Bu zamanda da kendine zaman ayırıp yapmak istediklerini yapabilirsin'' diyordu. Ama şu an oda benimle aynı fikirde ve ''hakikaten sabah kalkmak zor oluyor, bence de öğleden sonra kursa gitmek gerek.'' diyor. :)
Burası benim kursa gittiğim Başakşehir Belediyesi İsmek Kurs merkezi.
Bu arada bir gün kursa gittiğimizde hocamız Hilal hanım ''bugün ders yok, geziye gidiyoruz'' dediğinde hepimiz çok mutlu olduk. Hepimiz otobüse rehberimiz Mücahit beyin bilgilendirmesi ile doluşup geziye gideceğimiz yere kadar sohbet ederek gittik. Yanımda ki arkadaşım Meral ve ben kafa dengiyiz. Onunla inanın çocuklar gibi idik. Sohbet ettik, şakalaştık eh birazda dedikodu ettik. :P
Önce Panorama 1453 e gittik. Oraya gittik. Oraya girdiğimizde rehberimiz Mücahit bey seslendirmeler eşliğinde Osmanlının bu memleketi nasıl savaşarak kurtardığını anlatan bir yere gireceğimizi söylediğinde ben daha çok heyecanlandım. Merdivenlere doğru yöneldiğimizde karanlık içine girmeye başladığımızda bende daha çok heyecan başladı. İçimden ''acaba nasıl bir yere giriyoruz ''diye düşünmeye başladım. Merdivenleri çıktıkça heyecanım daha fazlalaştı. Ama inanın öyle bir ortamda buldum ki kendimi, o atmosferde kendimi büyülenmişcesine etrafa bakmaktan başka bir şey yapamadım. Oraya girdiğinizde oranın ortamı ve seslendirme ile içinizde anlatılmaz bir duygu hissediyorsunuz. İnanın bir kez daha Türk olmaktan gurur duydum.
Büyülenmişcesine Panorama 1453 ten çıkıp diğer durağımız olan Eyüp Sultan Camine gittik. Orada dualarımızı ederek camiyi gezdik. Daha sonra Eyüp Sultan Caminin etrafını gezdik.
Burada gezimiz bittikten sonra otobüsümüz Miniatür' e doğru yol aldı. Miniatürk e girmeden önce İBB nin İstanbul için yapmış olduğu çalışmaların anlatılacağı bir yere gittik. Orada bir bayan bize yapılan çalışmaları anlattı. Daha sonra bu çalışmaların film metrajlı gösterimi yapıldı.
Daha sonra Miniatürk'e gittik. Rehberimiz Mücahit bey önce bize yemek yenileceğini daha sonra kalan zamanda Miniatrk ü gezeceğimizi söyledi. Lokantada bize ayrılan yerlere geçip yemeğimizi afiyetle yedikten sonra Miniatürk'ü gezmeye başladık. Gezdiğimiz yerlerin resimleri aşağıda.
Türkiye'min her yerini gezdik. Adana, Mersin, Bursa, Antalya, Amasya, Ankara..... çok yerleri gezdik. Yorulduk ama üzerimizde tatlı bir yorgunlukla eve döndük.
Böyle güzel bir gün geçirdiğimiz için İSMEK ve İBB YE teşekkür ederiz ve böyle gezilerin her zaman olmasını diliyoruz.
Aksilikler bitti, Hastalıklar geçti. Şimdi yoğunluklar var. Bu yoğunluklarım kurs bitene kadar devam edecek sanırım. Ama kurstan sonra ne olur onu bilemem. Daha da yoğun olursam bloğuma arada girmeye çalışacağım. Çünkü işimden arta kalan zamanlarda değişik şeylerle uğraşmayı düşünüyorum. Aklımda bin bir tilki dolaşıyor desem yeridir sanırım. :) Ama bu tilkiler iş ile alakalı.
Tekrar görüşmek üzere şimdilik hoşçakalın
Tariflerimi sizlerle paylaşmaya devam edeceğim..